EBUZER’E BİR MEKTUP
Ebuzer’e bir mektup geldi, açıp okudu.
Uzak yoldan gelmişti. Bir şahıs ondan, kendisine mükemmel bir
öğüt yazmasını rica ediyordu. O,
Ebuzer’in, Resül-i Ekrem (s.a.a)
kendisine ne kadar teveccühü olduğunu, Resul-i Ekrem (s.a.a)’in
ona ne kadar lütuf ettiğini yüksek ve manalı sözlerle ona
hikmet öğrettiğini bilenlerden biriydi.
Ebuzer cevapta yalnız kısa bir cümle
yazdı: “Halktan en çok sevdiğin kimseye karşı herhangi bir
kötülük veya düşmanlık yapma.” Mektubu kapatıp gönderdi.
O şahıs, Ebuzer’in mektubunu açtıktan
sonra okudu. Fakat ondan hiç bir şey anlıyamadı. Kendi kendine
“ne yani? Maksat nedir? “Halktan en çok sevdiğin kimseye karşı
herhangi bir kötülük veya düşmanlık yapma.” Ne demek acaba? Bu
açık bir açıklama mıdır, bir adamın sevdiği kimseler olsun da
onların en azizine kötülük mü yapsın? Kötülük yapmayacağı gibi
malını, canını ve varlığını bile ayakları altına döküp feda
eder ona” dedi.
Diğer taraftan kendi kendine: Bu cümleyi
söyleyen kişinin, önemli bir kimse olduğunu unutmamak gerekir,
dedi. Bu cümleyi söyleyen Ebu Zer’dir. Ebu Zer ümmetin
Lokman’ıdır. Hekimce bir aklı vardır. Başka çare yok,
kendisinden açıklamasını istemen lazım.
Tekrar Ebuzer’e bir mektup yazdı ve
açıklama istedi.
Ebuzer cevabında şöyle yazdı: Kişilerin
en sevgilisi ve en azizinden maksadım, kendi nezrinde,
“sensin” başka birisi değil. Sen kendini halktan daha çok
seviyorsun. Öyleyse, sana aziz olanların en sevgilisine
düşmanlık yapma. Yani kendine düşmanca davranma, acaba insanı,
suçlu bir duruma düşüren her hata ve günahtan dolayı zararın
doğrudan doğruya kendisine döneceğini, ve kendi eteğine
yapışacağını bilmiyor musun?
[1] [2] [3] [4] [5] [6] [7] [8] [9] [10] [11] [12] [13] [14] [15] [16] [17] [18] [19] [20] [21] [22] [23] [24] [25] [26] [27] [28] [29] [30] [31] [32] [33] [34] [35] [36] [37] [38] [39] [40] [41] [42] [43] [44] [45] [46] [47] [48] [49] [50] [51] [52] [53] [54] [55] [56] [57] [58] [59] [60] [61] [62] [63] [64] [65] [66] [67] [68] [69] [70] [71] [72] [73] [74] [75] [76]