Bismillahirrahmanirrahim
Soru-646:
Hocam İmam Ali (a.s)'ın Nehcul Belağa'daki bir
hutbesinde şöyle buyuruyor:
"Dinin evveli onu
tanımaktır. Tanıyışın kemâli, onu tasdik
etmektir. Tasdik edişin kemâli, onu bir
bilmektir. Bir bilişin kemâli, ona karşı öz
doğruluğuna ermektir. Öz doğruluğunun kemâli onu
noksan sıfatlardan tenzîh etmektir. Çünkü bilmek
gerekir ki ne sıfat söylenirse söylensin, O,
sıfatla vasfedilemez; her sıfat, vasfedilenden
gayridir; onunla bilinemez."
Burada İmam Allah
Teala'ya sıfat isnat etmenin doğru olmadığını
söylüyor. Peki, Allah’ın zati veya subuti
sıfatlarından bahsediliyor. Bu anlamda bizlerin
Allah’ı bu şekilde bilmesi yanlış mı acaba?
Birde Allah’ın
isimleri var “Esmaül hüsna dediğimiz” 99 isim.
Peki, bu isimlere Allah’ı sınırlamış olmuyor
muyuz? Bunlarla ilgili biraz açıklama verirseniz
çok memnun olacağım.
Allah razı olsun.
Allah emanet...
Cevap-646:
Muhterem kardeşim, Hz. Emirü’l-Mu’minin’in (a.s)
bu cümledeki sıfattan kastı, mahlûkata ait
sıfatlardır. Mahlûkta ait olan sıfatlar hem
noksanlıklarla iç içedir, hem mevsuftan ayrı
olan sıfatlardır.
Allah-u Teala’nın
kemal sıfatları hem noksanlıklardan münezzehtir,
hem bu sıfatlar Allah-u Teala’nın zatından ayrı
değildir. Sıfatı, zatının özüdür. O büsbütün
ilimdir, büsbütün kudrettir, büsbütün hayattır
vs… İmam’ın bu anlamı kastettiğini aynı
hutbenin bir bölümündeki şu cümlesi teyid
ediyor: “(Melekler) Allah’ı tevehhüm ve hayalle
tasvir etmezler; mahlûkatın sıfatlarını Allah’a
isnat etmezler.”
|