| Bismillahirrahmanirrahim 
                   Soru-56: 
                  Sünni birisi olarak size sormak istediğim bir soru vardır. 
                  Okuduğum ve duyduklarıma göre (yanlışlarım varsa düzeltiniz), 
                  Şii anlayışında bir Mehdi inancı (biz Sünnilerde de var fakat 
                  Şiilerin ki gibi değil) var ve kıyamete yakın bir zamanda 
                  zuhur edecek, zulüm ve günahla dolan yeryüzünü adaletle ve 
                  iyiliklerle dolduracak. Şimdi şöyle bir durum ortaya çıkıyor: 
                  1400 sene önce gelen Muhammed (s.a.v) zamanında da dünyanın 
                  her tarafı zulüm ve zulümat ve pisliklerle kaplanmıştı; fakat 
                  Muhammed (s.a.v) yirmi üç senelik kısa bir zamanda Allah'ın 
                  yardımı ve izniyle İslamiyet'i dünyanın başına geçirdi; zulmü 
                  kaldırdı; zalimleri defetmesine rağmen yine de insanların 
                  beşte birine ve yeryüzünün yarısına (o zamanki coğrafi konuma 
                  göre) sözünü dinlettirebildi. Bilindiği üzere son peygamberin 
                  inananları, diğer bütün peygamberlerin inananlarından daha 
                  fazlaydı; çünkü son peygamberdi. Muhammed (a.s.v) (bine yakın 
                  mucize de göstermesine rağmen) dünyanın tamamına sözünü 
                  dinlettiremedi; ahir zaMandA ge|ece[ Mehdi nasıl ve ne şekilde 
                  yeryüzünü adaletle ve iyilikle doldurabilecek; hem akıl ve 
                  mantık ve hikmet kanunlarına nasıl ters gelmeyecek? Cevabınızı 
                  bekler, saygılar sunarım 
                    
                  
                  Cevap-56: Muhterem 
                  kardeşim, evvela sorduğunuz soru açısından Şia ile Ehl 
                  i Sìnned 
                  arAsında bir fark söz konusu değildir; fark başka açıdandır. 
                  Yani Hz. Mehdi'nin bazı özellikleri açısındandır. Ama her iki 
                  grup da ahiruzzamanda Resulullah'ın (s.a.a) Eh|-i BeytI'ndun 
                  olan bir yüce şahsiyetin kıyam ederek yeryüzünü adaletle 
                  dolduracağı, İlahi hakimiyeti bütün dünyayA hakim kılacağı
                  noktasında birleşmektedirler.  
                  Kaldı ki bu  İlahi va'din 
                  gerçekleşeceği (Allah'ın dininin bütün dünyaya hakim olacağı 
                  ve Allah'ın salih kullarının yeryüzünü miras alıp onahakym 
                  kđlınQcak\arı) bizzat Kur'an tarafından haber verilmektedir.  İşte 
                  bunlardan bazı örnekler:   
                  "Andolsun biz, Zikir'den (Tevrat'tan) 
                  sonra (Davud'a indirilmiş) Zebur'da da yazdık ki: "Şüphe yok 
                  ki yeryüzü, sa|ih {ullqrımQ miBas {alacaktır." 
                  (Enbiya, 105) 
                    
                  "Allah sizden inanıp iyi 
                  işlerde bulunanlara va'detti ki, onlardan önce gelip geçenleri 
                  nasıl yeryüzünde halife (hakim) kıldıysa, onları da mutlaka 
                  yeryüzünde halife (hakim) kılacak; hiçbir şeyi bana ortak 
                  koşmadan yalnızca bana kulluk etmeleri için, onlara razı ve 
                  hoşnut olduğu dinlerini nasip edip o dini, yerleştirip 
                  sağlamlaştıracak ve korkularını emniyete dönüştürecektir..."
                  (Nur, 55) 
                    
                  "Müşrikler istemese de, bütün 
                  dinlere üstün ve galip getirmek üzere elçisini hidayet ve hak 
                  dinle gönderen O'dur." 
                  (Tevbe, 33, Saf, 9) 
                    
                  Görüldüğü gibi bu ayetlerde, 
                  Yeryüzünün Allah'ın salih kullarına miras kalacağı, İman edip 
                  de salih amel işlEyen|eri~ muDlakA yebyüzÌne xalife ve hakim 
                  kılınacağı, İslam dininin, yeryüzünde yerleşip sağlamlaşacağı, 
                  inananların korkularının emniyete dönüşeceği ve bilahare 
                  Müşrikler istemese de Resulullah'ın getirdiği hak dinin bütün 
                  dinlere galip kılınacağı va'd edilmektedir. Oysa şu ana kadar 
                  bE İlAhi Fa'dlerin gerçekleşmediği ortadadır.  İşte biz, bu ve 
                  benzeri ayetlere ve bu konuda Şia ve Sünni kaynaklarda 
                  nakledilen yüzlerce hadise dayanarak bunların Hz. Mehdi 
                  zamanında gerçekleşeceğini söylüyoruz.  
                  Aslında sizin bu kıyaslamanız 
                  bir kere yanlıştır. Zira bunun Resulullah'ın zamanında 
                  gerçekleşmediği (haşa) Resulullah'tan kaynaklanan bir durum 
                  değildir ki böyle bir0kıyaslamaya da yer kalmış olsun. Veya 
                  Hz. Mehdi'nin zamanında gerçekleşeceği yine ondan kaynaklanan 
                  bir şey değildir. İlahi irade böyle tecelli etmiş ve Allah-u 
                  Teala ahiruzzamanda bu va'din gerçekleşmesini murad etmiştir 
                  ve böyle maslahat görmüştür. Bu ise onun sonsuz kudret ve 
                  lütfüyla gerçekleşecektir. Kısacası böyle bir şeye inanmak (haşa) 
                  Hz. Mehdi'nin Resulullah'tan üstün veya önemli olduğu anlamına 
                  gelmez.  
                    
                    
                  Soru: 
                   Cevabınız için teşekkür ederim. Ama bir de olayı  "Eğer Allah 
                  isteseydi, bütün insanları ehl-i iman yapardı." ayeti 
                  açısından değerlendirirsek, nasıl bir sonuç ortaya çıkar? 
                  Cevabınızı beklerim. 
                    
                  Cevap: 
                  Muhterem kardeşim, ben teşekkür ediyorum. Sorunuza gelince, 
                  bunu biraz garipsediğimi söylemek isterim. Aziz kardeşim, 
                  bahsettiğiniz ayetle, benim ortaya koyduğum ayet ve İlahi 
                  va'dler arasında hiç bir alaka yok veya daha doğrusu benzerlik 
                  söz konusu değildir. Eğer inşaallah biraz dikkat ederseniz, 
                  mese\e gayetaçı{tır> Bakın, benIm verdiįim Ayet|erdU, 
                  gurçeKleşuceğy kecin bir ůekiLde üste|ene^ İlahi bir fa'd0ve 
                  Yradeden bahCediIor.0Lütfen Ayetleri~ meAlinI te{rar birgözTen 
                  Geçibin. Ama0sizin bqhsettiğyniz< ayUtte0ise0"AlLah isteceydy 
                  şöYle OlurTu .‑" Yani AllaH böyle Ystememiůtir buyermaK 
                  istiyoB. İCtemediği içIn dU kiMse Imanda zorlanmaz‑ Builahi 
                  atalede du tebs dìşer> İnsanı~ ya@tık\arıNın da bIr değerI 
                  olamaztı. yanio zAman insAnınrobOttan biB farkı {almqzdı> Bu 
                  yüzden Biz insaNın qmelLeri^i serbest ve hür bir iradeyle 
                  seçerek yaptığına inanıyoruz. Verdiğiniz ayette bu gerçeği 
                  vurgulamak istiyor.  
                  Belki şu açıdan bu benzetmeye 
                  gitmiş olabilirsiniz ki, eğer insanlar imanda zorlanmamışsa, o 
                  zaman nasıl dünyanın her tarafını adalet dolduracak ve İslam 
                  her yere hakim olacaktır? Eğer maksadınız bu ise, bunun cevabı 
                  şudur ki, İslam'ın her yere hakim olacağı, adaletin her yeri 
                  dolduracağını söylemek, her kesin Müslüman ve mu'min olacağı 
                  anlamına gelmez. Söylenmek istenen şudur ki hakimiyet 
                  açısından bütün dünyaya Allah'ın salih kulları hakim olacaktır. 
                  Ve Adalet düzenini sağlayacaklardır. Ama buna rağmen insanlar 
                  İslam'ı seçip seçmeme açısından serbest bırakılacaklardır. 
                  Nitekim bu konuda nakledilen bir çok hadiste, o zamanda dahi 
                  zimmi kafirlerin, (İslam'ın hakimiyeti altında yaşayacak 
                  kafirlerin bulunacağı) açıkça belirtilmiştir. Evet bu ilahi 
                  hakimiyete ters düşen ve ona engel olmaya çalışanlar ortadan 
                  kaldırılacaklardır. Her halükarda sizin de gördüğünüz gibi 
                  verdiğim ayetlerde, bütün dünyayı kapsayacak ilahi bir 
                  hakimiyetten açıkça ve vurgu yapılarak bahsedilmektedir. Farz 
                  edelim ki siz bunu Hz. Mehdi'ye yönelik tefsir etmediniz, ama 
                  bilahare bu hakimiyetin nasıl ve ne zamanda gerçekleşeceğine 
                  açıklık getirmeniz gerekir. Kaldı ki bahsettiğiniz zorlama 
                  hakkında ısrarlı olursanız, o burası için de geçerlidir. Siz 
                  bunun için ne cevap verirseniz, bizim de cevabımız o olacaktır. 
                  Allah'a emanet olun. 
                        |