Advertisement

KEVSER YAYINCILIK

  Ana Sayfa / Soru ve Cevaplar

 

Bugün :  

Sık Kullanılanlara Ekle

 

Başlangıç Sayfası Yapın

 
 

Bismillahirrahmanirrahim

 

Soru 408: “İnnema” hasr edatıyla ilgili bir sorum var. Bu edat sınırlandırma, tahsis etme edatıdır. Türkçe’de karşılığı “sadece / ancak / yalnız”dır. Türkçe cümlelerde bu edatı hangi kelimenin önünde kullanırsak o kelime hasredilendir / tahsis olunandır. Aşağıdaki üç örneğe bakarsak;

1- Sadece Amr, Zeyd’e vurdu.

2- Amr, sadece Zeyd’e vurdu.

3- Amr, Zeyd’e sadece vurdu.

Bu üç cümlenin de anlamları birbirinden farklıdır.

Birinci cümlede Zeyd’e vuranın sadece Amr olduğunu, başka birisi olmadığını anlarız. İkinci cümlede Amr’ın başka birisine değil sadece Zeyd’e vurduğunu anlarız. Üçüncü cümlede ise Amr’ın Zeyd’e yönelik, vurmadan başka bir fiilinin olmadığını anlarız. Yani Zeyd’e sövmemiş, kızmamış vs. Zeyd’e sadece vurmuş.

Bu üç cümledeki anlam farklılıklarını “sadece” edatının yerini değiştirerek elde ediyoruz. Hocam, Arapça’da bu kullanım nasıldır? Yukarıdaki üç cümlenin de Arapça’sını yazar mısınız?  Tathir ayetindeki ve velayet ayetindeki “innema” edatının ayete verdiği anlamı tam olarak kavrayamadığım için bu soruyu soruyorum. Tathir ayetinde “innema” neye yöneliktir? “Yuridu” fiiline mi? “yuzhibe” fiiline mi? “ehlel beyti” kelimesine mi? Genellikle yapılan açıklamalardan  “innema”nın “ehlel beyti” kelimesine yönelik olduğu anlaşılıyor. Yani ”sadece Ehl-i Beyt’ten pislikleri temizlemek”. “İnnema” edatı “yuridune” veya “yuzhibe” fiillerine daha bitişikken niçin daha uzaktaki “ehlel beyti” kelimesini hasrediyor? Ayetin anlamı niçin “sadece irade ediyor” veya “sadece temizlemek için” olmuyor da  “sadece Ehl-i Beyt’ten” oluyor?

Aynı durum velayet ayetinde de var. "İnnema”, “veliyy” kelimesini mi hasrediyor? Yapılan tefsirlerden anlaşılıyor ki buradaki “innema” Allah, Rasulu ve bahse konu mü’minlere yöneliktir. Yani sadece Allah, Rasulu ve bahse konu mü’minler bizim velimizdir. Ancak “innema” edatı “veliy” kelimesine daha yakındır. Niçin bu ayetin anlamı “Allah, Rasulu ve mü’minler sizin sadece velinizdir” olmuyor da” Sadece Allah, Rasulu ve mü’minler sizin velinizdir” oluyor?

 

Cevap: Muhterem kardeşim, gerçi bahsettiğiniz ihtimali vermek mümkündür. Ama manevi karineler bunu desteklemez. Yani hasrı iradeye veya yuzhibe fiiline yönelik tutarsak, yanlış ve anlamsız manalar ortaya çıkar. Şöyle ki "Allah sadece irade eder" dersek, bu doğru olur mu? Allah-u Teala'nın fiilleri irade aşamasında mı kalır. Fiiliyete ulaşmaz mı? Eğer desek ki Ehlibeyte yönelik temiz olmayı sadece irade etmiştir (teşrii irade olarak), o zaman da bunun başkaları hakkındaki iradeyle hiçbir farkı kalmaz. Allah her kesin temiz olmasını bu anlamda istiyor. O zamanda ayrı bir ayet indirip özellikle Ehlibeyt'in ismini vererek onlar hakkındaki iradeden bahsetmesi anlamsız ve abes olurdu. Oysaki bu ayetin Ehlibeyt'in faziletinde ve onlar hakkındaki bir ayrıcalığı beyan etiğinde her kes müttefiktir.

Eğer yuzhibeye yönelik tutarsak, "Allah sadece ricsi götürür" anlamı çıkar. Yani Allah'ın başka işi ve fiili yokmuş gibi bir sonuç doğurur. Bu da yanlıştır. Dolayısıyla hasrın Ehlibeyt'e yönelik olduğundan başka bir seçenek mantıklı değildir. Bunlar manevi karinelerdir. Bir de harici ve nakli karineler var. O da Ehlibeyt'ten başka bir kimsenin hayatında böyle bir iradenin gerçekleşmediği gerçeğidir. Yine hadislerin de bunu teyid edişi, yani Resulullah'ın eşlerini dahi buna katmadığı ve Ümm-ü Seleme annemizin abanın altına girmesine izin vermemekle bu hasrı açıkça ortaya koymuştur.

Allame Tabatabai diyor ki "Burada Allah-u Teala bir hasr edatıyla aslında mana olarak, iki hasrı birden gerçekleştirmiştir. Hem iradenin ricsi uzaklaştırma ve tathirde hasredildiğini, hem de bu tathirin sadece Ehlibeyt'e ait olduğunu. O zaman manası şöyle olur: "Allah sadece siz Ehlibeyten, illaki ricsi uzaklaştırmayı irade etmiştir." Böyle bir mana tekvini iradenin bir başka anlatım şeklidir. 

Velayet ayetine gelince, orda da yine benzer bir durum var. Örneğin sizin dediğiniz gibi dersek, Allah sadece bizim velimiz mi? Yaratıcımız değil mi,? Rızık verenimiz değil mi? Affedicimiz değil mi? Vs….  Yani çok çarpık bir mana ortaya çıkmış olur… Eğer desek ki bu işler de bir anlamda velayet kelimesine dahildir. Bu, Allah (c.c) hakkında doğru olsa da Resulullah ve rukuda zekat veren mu'min hakkında doğru olmadığı açıktır.

Bir hatırlatma: Bu verdiğimiz mana innema edatını hasr olarak mana etiğimiz takdirdedir, ama eğer "innemayı" burada tekid edatı olarak alırsak (ki az da olsa bazıları bunu da ihtimal dâhilinde görmüşler), o zaman manası şöyle olur. "İllaki Allah irade etmiştir ki siz Ehlibeyt'ten her türlü fenalık ve kötülüğü uzaklaştırıp sizi tertemiz kılsın." Böyle söylersek de yine böyle bir irade Ehlibeyt'e mahsus olur. Çünkü başkası hakkında böyle bir te'kid ve kesinlik söz konusu değildir.

Allaha emanet olun.  

 

 

 
Site içi Arama


 

 

 

 

Go to top of page  Ana Sayfa | Kitap Listesi | Kıble Dergisi | Makaleler | Kadin ve Aile | Cocuklar Îçin | Soru Ve Cevap | Yazarlarımız |
Kur`an | Hadisler | Dualar | Şiirler | Ses ve Video | Programlar | Linkler  |  Îletişim için |

Copyright© 2000 Kevser Yayinlari Internet Hizmetleri. Tüm Haklari Saklidir Ayrintili bilgi almak için veya bize her konuda yazmak için, paragonxx@yahoo.de  'e mesaj yollayiniz. WWW.KEVSERNET.COM