KEVSER YAYINCILIK

  Ana Sayfa / Soru ve Cevaplar                                                                                                           Soru ve Cevaplar

Bugün :  

  Sık Kullanılanlara Ekle                                                                                                                                                                                                                                                         Başlangıç Sayfası Yapın
 

Bismillahirrahmanirrahim

 

Soru-145: Muhterem hocam,  Said Nursi'nin Risale-i Nur isimli eserinde 8.18 ve 28.Lemalarında ve 1. Şua'da ebced hesabıyla Kur'an'ın bazı ayetlerinin Said Nursi'ye, talebelerine ve Risale-i Nur'a işaret ettiğini (ki 33 adet ayette bunu göstermiş) ispatlamaya çalışmış. Yine Hz. Ali(a.s)'a nisbet ettiği kaside-i "Urcüze" ve "Kaside-i Celcelutiye" isimli şiirlerde yine çoğunlukla ebced hesabına dayanarak Said Nursi'ye ve Risale-i Nur'a işaret edildiği yazılmıştır. Muhterem Hocam, ebced hesabı bir hurafe midir? Bu hesaba dayanarak bu şekilde Kur'an'dan gaybe dair haberler çıkarmak doğru mudur? Ve İmam Ali (a.s)'ın bu isimli kasideleri var mıdır?

 

 

Cevap-145: Muhterem kardeşim, sorunuzun cevabı kısaca şöyledir: Ebced hesabı ve benzeri yöntemlere dayalı bir husus, dini açıdan geçerli sayılmaz.

Açıklama:

İnsanlara Allah-u Teala hüccetini tamamlamıştır. “Biz Resul göndermeden hiç kimseyi azap ediciler değiliz.” Buyurmuştur. Sonra bu delilin açık delil olduğunu bildirmiştir.

“Helak olan helakı açık delil üzere ve dirilenin dirilmesi de açık delil üzere olsun” diye buyurmuştur.

Peygamber (s.a.a) kendisinden sonra sapıklığa düşmemek için iki ölçü olduğunu defalarca 23 yıllık risaleti boyunca tekrarlamıştır. Kendisinden sonra iki ağır emanet bıraktığını bunlara uyulduğu taktirde insanların sapıklıktan uzak kalacağını buyurmuştur.

Bu yüzden bu iki emanet yani Kur’an ve Ehl-i Beyt’ten ilim almamız emirlerine itaat etmemiz gerekir. Aksi taktirde tuttuğumuz yoldaki hata için bir mazeret ve hüccetimiz ilahi mahkemede kalmaz. Siz düşünün ki bir insan rüyada bir nurlu insan görür ve o kendisine din adına bazı emirler verir; acaba bu geçerli olabilir mi? Veya bir başkası cifr ilmi veya bir diğeri ebcet hesabı yoluyla bir şeyler keşf ettiğini veya hatta kerameti olan bir veli bazı hususların kendisine ilham olduğunu veya mükaşefe yoluyla bazı konuları alladığını söylerse bu durumda kendisinin ve başkalarının ne yapması gerekir?

Bu sorunun cevabı şudur ki, Kur’an ve Ehl-i Beyt ölçüsü, yalnız fikri yönden içtihatlar için bir ölçü değil, aynı zamanda keramet sahiplerinin kerametinin ve ebcet gibi ulum-i garibe ile keşf edilen hususlar için de bir ölçü ve kıstastır. Çünkü bir fikri konuda hatanın mümkün olduğu için bir normal keramet sahiplerinin kerametinde de hata olması mümkündür; onların normal bir uykuyu rüyay-i sadika saymaları veya bir şeytanî vesveseyi bir ilham bilmeleri veya bir cin sesini, bir melek sesi saymaları ve bu yüzden hataya düşmeleri mümkündür. Çünkü onlar masum değillerdir. Bu yüzden hataları mümkündür. Bu hususu büyük arifler ve evliyalar bile itiraf etmişlerdir. Demek ki bu yollardan elde edilenler için de bir ölçü lazımdır. Bu ölçü Kur’an-ı Kerim’in öğretisi ve sağlam ve normal yollardan elimize ulaşan Ehl-i Beyt’in öğretisidir. Bu yollarla elde edilen hususlar Kur’an ve Ehl-i Beyt’ten gelen açık deliller ile teyit olursa, o zaman zaten o deliller vardır ve bu mükaşefelere ihtiyaç yoktur. Eğer çelişirse o zaman bu mükaşefelerin bir değeri yoktur.

Başka bir ifadeyle bir insan, hayatına her hangi bir yön verebilmesi için Kur’an ve Ehl-i Beyt’ten gelen açık delillere dayanması gerekir. Bir velinin veya normal yollar dışında kendi veya başkasının ortaya koyduğu şeyler değil, çünkü bunların delil olduğunu ispatlayacak bir delil ortada yoktur. Elbette ebcet hesap sahibinin kendisi eğer ilk baştan bu yönlere girmekte yanlış bir gaye taşımaz ise, sonradan elinde olmayarak bu hesapları sonucu bir hususa yakin ederse, o zaman bazı kelamcılar bu şahsı uyarmanın mümkün olmadığı için ve tam bir gaflet içerisinde olduğundan ve bu gaflete düşmede de kendisi bir suç sahibi olmadığından sadece kendi şahsı için ulaştığı sonuçlara amel ettiği taktirde ve bunların Allah’ın koyduğu ölçülere ters düştüğü anlaşıldığı taktirde mazur sayılabileceğini ileri sürmüşlerdir. Ancak bu sadece o şahsın kendisi için söz konusu olabilir. Böyle birinin durumu bir Hıristiyan köyünde doğup büyüyen ve bildiği dini emirlere eksiksiz amel eden ve din adına başka bir şeyin olduğunu asla aklının ucundan bile geçirmeyen kimsenin mazur sayılmasına benzer.

Her halükarda Kur’an ve Ehl-i Beyt’e birlikte uymaya emredilmişiz. Kur’an’a ve Ehl-i Beyt’e uymanın besbelli bir anlamı vardır. Bunun nasıl gerçekleşeceğini herkes anlamakta ve bilmektedir. Bu malum yol dışında bir yol takip etmek insanlar nezdinde Kur’an’a ve Ehl-i Beyt’e uymak sayılmadığından ve -dinin de normal insanların diliyle geldiğini nazara alırsak- Başka yöntemlerin geçersiz olduğu kendiliğinden anlaşılmış olur.

Hz. Ali (a.s)’a isnat edilen Urcuze ve Celcelutiye’ye gelince, bunlar Ehl-i Beyt’in sözlerini kaydeden sağlam kaynaklardan hiçbirinde yoktur. Muteber bir senede sahip değildir. Merhum Ağa Buzurg Tehrani Ez-Zaria adlı değerli eserinde Celcelutiye'nin bir nüshasını bazı kişilerin yanında gördüğünü nakletmiş, ancak hiçbir muteber senedi olduğunu söz konusu etmemiştir. Ne Ehl-i Beyt’in eserlerini emanetle bir araya toplayan muteber Ehl-i Beyt mektebinin kaynakların hiç birisinde ve ne de Ehl-i sünnetin bilinen kaynaklarında, bunların muteber bir senedi yoktur. Bu yüzden asla bir şer’i ve akli delil sayılamaz. Ebcet hesabı gibi ilimlerin varlığını biz inkar etmiyoruz. Ancak bu ilimlerle dini konular çıkarılamaz ve varılan sonuçlar bir delil ve hüccet sayılmaz.

Sonra Said'i Nursi o kadar ilim ve irfan ehli bir kimse değil ki Hz. Ali tarafından onun hakkında bir takım işaretler ve beyanlar sö konusu olmuş olsun. Bunlar tamamıyla safsatadan başka bir şey değildir. Saygılarımla, Allah'a emanet olun.

 

 

 

 

Go to top of page  Ana Sayfa | Kitap Listesi | Kıble Dergisi | Makaleler | Kadin ve Aile | Cocuklar Îçin | Soru Ve Cevap | Yazarlarımız | Îletişim için |

  Kur`an | Hadisler | Dualar | Şiirler | Ses ve Video | Programlar | Linkler  |  

Copyright© 2000 Kevser Yayinlari Internet Hizmetleri. Tüm Haklari Saklidir Ayrintili bilgi almak için veya bize her konuda yazmak için, paragonxx@yahoo.de 'e mesaj yollayiniz. WWW.KEVSERNET.COM