Bismillahirrahmanirrahim
Soru-133:
Esselemu aleykum ve rahmatullah. Benim dini konularda biraz
olsun bilgim var, yalnız bilmediğim daha çok konu var, bana
arkadaşım tarafından şöyle bir soru soruldu: Kur'an-ı
Kerim'in bir ayetinde, "YA BENİ İSRAİLE-ZKÜRU
Nİ'METİYE-LLETİ EN'AMTU ALEYKUM VE ENNİ FADDALTUKUM
ALEL-ALEMİN." Ayette zikredilen Beni İsrail'in üstünlüğünün
Ehl-i Beyt'le bağlantısı var mıdır? Bana bu konuda
aydınlatıcı bilgi verirseniz çok sevineceğim;
başarılarınızın devamını dilerim. Vesselemu aleykum
Cevap-133: Ve
Aleykumusselam aziz kardeşim, Sorunuza gelince YA BENİ
İSRAİLE-ZKÜRU NİMETİYE-LLETİ EN'AMTU ALEYKUM VE ENNİ
FAZZALTUKUM ALEL-ALEMİN. "Ey İsrail oğulları, size
verdiğim nimetimi ve sizi (bir zamanlar) âlemlere üstün
kıldığımı hatırlayın" (Bakara:47 ve 122)
ayetleriyle ilgili olarak sorunuzu açık bir şekilde ifade
etmemişsiniz. Ama bu ayetlerle ilgili olarak şöyle bir soru
akla gelebilir ki: Eğer İsrail oğulları alemlere üstün
kılınmışlarsa, Ehl-i Beyt Mektebindeki İslam Peygamberi'nin
ve onun masum Ehli Beyti'nin (12 İmam'ın) İsrail oğulları
dahil olmak üzere tüm insanlardan üstün olduğuna dair
inançla çelişmez mi?
Bu
sorunun cevabı kısaca şöyledir. Bu ayet-i kerimeler tek
başına değil diğer ayetler ve kesin hadisler ışığında ele
alınıp manası anlaşılmaya çalışılmalıdır. Başka bir ifadeyle
her ayet ancak İslam'daki temel ilkeler çerçevesinde
yorumlanıp açıklanabilir. Kur'an ve İslam bir bütündür ve
her ayet bu bütünün bir parçası hükmündedir; diğer ayet ve
hadislere karşı inmiş bir şey değildir. Kur'an'ın mantığında
İslam ümmeti en üstün ümmettir. Çünkü Kur'an şöyle buyuruyor:
"Siz (İslam ümmeti) insanlar için ortaya çıkarılmış en
iyi ümmetsiniz..." (Al-i İmran, 110)
Bu ilke
çerçevesinde yukarıdaki ayetlerle ilgili olarak müfessirler
bir kaç tefsir zikretmişlerdir:
1.
Tefsir: Bu
ayetlerdeki alemler kelimesi genel bir manayı ifade
edebilecek bir kelimedir; ama bu kelimeden özel bir mana,
yani sadece İsrail oğullarının yaşadığı dönemdeki alemler (topluluklar)
irade edilmiştir. Bizzat bu ayetler ve bunlardan önceki ve
sonraki ayetler üzerinde düşünülürse bu konu iyice anlaşılır.
Çünkü bu ayette sizleri alemlere üstün kıldığımızı
hatırlayın diyor. Bu da gösteriyor ki bu üstünlük şimdi var
olan bir şey değildir; önceden belli bir dönem için var
olmuş ve şimdi ancak hatırlanması gereken bir olaydır.
Nitekim onlarca ayette hep Kur'an'ı Kerim İsrail oğullarının
başından geçen olayları, örneğin denizin onlara yarılmasını
ve diğer mucizeleri ve Allah'a karşı gelmelerini, örneğin
buzağıya tapmalarını vb. olayları onlara hatırlatmıştır.
Bütün bunlar önceden olup geçmiş ve belli bir döneme ait
konulardır.
Bir çok
ayet-i kerime onların Allah'ın nimetlerine şükretmeyerek,
Allah'ın dünya ve ahirette azap ve lanetine uğradıklarını
açıkça beyan etmektedir. Örneğin şu ayetlere bakın:
83:
"Hani, İsrailoğullarından, "Allah'tan başkasına ibadet
etmeyin, anne babaya, akrabalara, yetimlere, yoksullara
iyilik edin ve insanlara güzel söz söyleyin, namazı kılın ve
zekâtı verin." diye söz almıştık. Ama sonra siz, pek azınız
hariç, (haktan) yüz çevirerek (sözünüzden) döndünüz."
87:
"Gerçekten, biz Musa'ya kitap verdik; ondan sonra da ard
arda peygamberler gönderdik. Ve Meryem oğlu İsa'ya apaçık
deliller verdik; onu Ruh'ul-Kudüs (Cebrail) ile destekledik.
Fakat ne zaman bir elçi nefsinizin istemediği bir şey (bir
hüküm) getirdiyse, siz (ona karşı) büyüklük taslamadınız mı?
(Elçilerden) bir kısmını yalanladınız, bir kısmını da
öldürüyordunuz."
88:
"(Onlar,) "Kalplerimiz kapanmıştır (senin ne dediğini
anlamıyoruz)" dediler. Oysa Allah, inkârlarından dolayı
onları lânetlemiştir; artık çok az inanırlar."
89:
"Daha önce (Son Peygamber'in gönderilmesiyle) kâfirlere
karşı zafer beklerken, onlara Allah katından, yanlarında
olanı (Tevrat'ı) doğrulayan bir kitap -önceden bilip
tanıdıkları şey- gelince, onu inkâr ettiler. Artık Allah'ın
lâneti kâfirlere olsun."
Bakara
Suresindeki 92-97. ayetler de bu manayı açıkça ifade
etmektedir.
Açıktır ki, Allah'ın çeşitli nimetlerine nankörlük ettikleri
ve özellikle son Peygamber'e iman etmedikleri için Allah'ın
gazabına müstahak olan bir milletin sürekli olarak
alemlerden üstün olması düşünülemez.
2.
Tefsir: Bazı
müfessirler bu ayetteki üstünlükten maksat her yönden ve
mutlak anlamda değil, belli şeylerde tüm alemlerden üstün
olmalarıdır demişlerdir. Örneğin onlardan gelen peygamber
sayısının çok oluşu, onlara gökten bıldırcın ve kudret
helvası inmesi gibi özelliklerde onlar tüm ümmetlerden
üstündürler. Bu gibi üstünlük ise belli bir şeyde olduğu
için mutlak anlamdaki üstünlüğü gerektirmez. Bu, bir örnekle
şöyle açıklanabilir: Örneğin birisi Ahmet ile Hasan'ı beden
gücü yönünden karşılaştırarak diyebilir ki: "Ahmet,
Hasan'dan daha üstündür." Ama onun bu sözü Ahmed'in mutlak
anlamdaki üstünlüğünü ifade etmez; çünkü gerçekte Hasan
diğer insani üstünlük ölçüleri yönünden Ahmet'ten daha üstün
olabilir. Bu ayette de belli yönlerden İsrailoğularının
üstün oluşlarının ifade edilişi, onların mutlak anlamdaki
üstünlükleri anlamına gelmez. (Tibyan Tefsiri -Şey Tusi-,
Numune Tefsiri -Nasir Mekari-, Rehnema Tefsiri -Haşimi
Rafsancani-)
Bu ayetle
ilgili yapılan başka tefsirler de vardır, biz bu kadarıyla
yetiniyoruz.