Bismillahirrahmanirrahim
SÖZ TAŞIMA
Kur'an-ı
Kerimde ve hadislerde şiddetle kınanan ve
nehy edilen büyük günahlardan birisi de söz taşımaktır.
İslam, daima Müslümanlar ve
mu'minler arasında sadakat,
samimiyet, doğruluk, sevgi ve muhabbetin hakim olmasını ve
böylece her yerde huzur ve sükunet yaşanmasını istiyor. Bu
yüzden bu esasa ters düşen ve onu zedeleyen her türlü söz,
hareket ve davranışı İslam yasaklamış ve onun için azap
vaadinde bulunmuştur. Yalan, gıybet, haset, tahkir, aşağılama
vb. şeyler gibi.
İşte bunlardan birisi de "söz
taşıma" fiilidir. Bu konuda Kur'an
ve hadislerde oldukça ağır ifadeler kullanılmıştır.
SÖZ TAŞIMANIN ÖNEMİ VE
BÜYÜKLÜĞÜ
Kur'an-ı
Kerim'in Kalem suresinde,
kafirlerin özelliklerinden bahsederken, onların bir
özelliğini de şöyle beyan etmiştir: "Söz taşımak için
hareket edip gidip gelenler..." (Kalem, 2)
Yine Nisa suresinin 85. ayetinde
şöyle buyuruyor: "Kim güzel bir aracılık ederse, onun da o
işten bir payı (sevabı) olur. Kim kötü bir aracılık ederse,
onun da o işten bir vebali olur. Allah her şeyi gözetip
karşılığını verir."
Bu ayeti kerimede iyi ve kötü
aracılıktan bahsetmektedir; bu her türlü aracılığı içine alır
ve bu aracılıkları yapanlar, o işin sevabı veya günahına
ortaktır. Söz taşıma da birisinin kötü sözünü veya fiilini
başkasına taşıyıp da onların arasının bozulmasına ve
aralarında kin ve nefretin meydana gelmesine vasıta olduğu
için kötü bir aracılıktır. Ve bu ayetin bahsettiği kötü
aracılık yapanlardan sayılır ve o da kötü sözleri söyleyenin
günahına ortak olur. Hatta onun günahı daha fazladır.
Yine Bakara suresinin 191.
ayetinde buyuruyor ki: "Fitne çıkarmak, adam öldürmekten
daha kötüdür..."
Açıktır ki söz taşıyan kimseler
de bu işleriyle insanlar arasında fitne çıkarmakta, kinler,
düşmanlıklar, sevgisizlikler, hatta nice kavgalara,
ayrılıklara vesile olmaktadırlar.
Yine Ra'd
suresinin 25. ayetinde şöyle buymaktadır: "Allah'ın
bitiştirilmesini emrettiği şeyi kesen ve yer yüzünde bozgunluk
yapanlar var ya, işte onlar içindir Allah'ın laneti ve
ahiret yurdunun kötü azabı!"
Bu ayetten söz taşımacılığın
haramlığını ve ne kadar kötü bir amel olduğunu ve ne kadar
büyük bir vebalinin olduğunu anlıyoruz. Zira biliyoruz ki
Allah mu'minler arasında
birleştirmeyi, dostluk icat etmeyi, emrediyor. Ama söz taşıyan
kimse kendi ameliyle onlar arasındaki bağı koparıyor ve bu
vesileyle fesat ve bozgunculuğa vesile oluyor; onun için böyle
bir insanın da haline Allah'ın laneti ve azabı şamildir. Allah
hepimizi korusun.
Bir de hadisler açısından söz
taşımanın nasıl bir günah olduğunu görelim:
Resul-i Ekrem Efendimiz (s.a.a):
"Sizin en kötülerinizi size haber vereyim mi?" "Evet ya
Resulallah." dediler. Buyurdu: "Söz
taşıyarak dostların arasına ayrılık salan ve temiz kimseler
için kusur arayanlar."
(Bihar-ül
Envar,c.75, s.264)
Yine şöyle buyurdu:
"Kötü sözleri birisinden başkasına taşıyan cennete
girmeyecektir."
(Mizan-ül
Hikme, c.10, s.202)
Tövbe edip de telafi etmeden
ölürse elbette .
Yine şöyle buyuruyor:
"Söz taşıma ve kincilik ateştedir. Bu ikisi Müslüman'ın
kalbinde yer almaz ."
(Mizan-ül
Hikme, c.3, s.498)
Bir başka hadiste de şöyle
yer almaktadır: "Gıybet
ve söz taşımaktan sakın; zira gıybet oruç bozar, sevabını yok
eder ve söz taşıma kabir azabına vesile olur."
(Bihar-ül
Envar, c.77, s.67)
Yine Efendimiz (s.a.a)'den
şöyle nakledilmiştir:
"Ben miraca götürüldüğümde, başı domuz başı, bedeni ise eşek
bedeni gibi olan ve bir milyon çeşit azaba müptela olan bir
kadını gördüm?" Resulullah'a "Onun
ameli neydi ki bu azaba çaptırılmıştı?" diye sorulunca şöyle
buyurdu: "Bu kadının işi söz taşımak ve yalancılık idi."
(Bihar-ül
Envar, c.75, s.264)
Hz. Emir-ül
Mu'minin Ali (a.s):
"Söz taşımaktan kaçın; zira bu iş kin ve düşmanlığı kalplere
eker ve insanı Allah'tan ve insanlardan uzaklaştırır."
(Mizan-ül
Hikme, c.10, s.201)
Ehl-i
Beyt İmamlarının beşincisi olan
İmam Muhammet Bakır (a.s) şöyle
buyurmaktadır: "Söz taşımaya giden yalancılara
cennet haramdır."
(Usul-i Kafi..)
Ehl-i
Beyt İmamlarının altıncısı olan
İmam Sadık (a.s) ise
bu günahın önemini ve doğurduğu sonuçları şöyle açıklamaktadır:
"Söz taşımak en büyük sihirlerden, cadılardandır; zira söz
taşıyan, dostlar arasında ayrılık salar; araları düz olan
kimseler arasına düşmanlık sokar; bazen bu işle kanların
dökülmesine, evlerin yıkılmasına, perdelerin yırtılmasına
vesile olur. Söz taşıyan yer yüzüne inen en kötü insandır."
(Bihar-ül Envar, c.63, s.21)
Evet görüldüğü gibi hem Kur'an
hemde hadisler açısından söz taşıma fiili en kötü amellerden
birisidir ve hakkında azap ve cehennem vaadi verildiği için
büyük günahlardandır. Bu amel insanın
ahiretini yaktığı gibi, dünyada da hem insanı
başkalarının gözünden düşürür, hem de nice fitnelerin,
kavgaların, kinlerin meydana gelmesine ve sonuç olarak
dostlukların bozulmasına, ailelerin yıkılmasına ve daha nice
kötü olaylara yol açar Allah hepimizi bu kötü amelden korusun.
Hz. Musa (a.s)'nın
zamanında Beni İsrail arasında kıtlık baş gösterdi: Hz. Musa
Beni İsrail ile birlikte dua edip Allah'tan yağmur dilediler.
Fakat Allah-u Teala şöyle buyurdu: "Aranızda söz taşıyan
birisi olduğu için hiç birinizin duasını kabul etmem. Hz.
Musa, "Ya Rabbi o adamı bize
tanıt da içimizden çıkaralım." diye arz edince Allah-u Teala
şöyle buyurdu: "Ben sizi söz taşımaktan
nehy ettiğim halde kendim nasıl başkasının sırrını
açarım. Sonra hep beraber tövbe ettiler; o adam da tövbe
ettiği için yağmur yağmaya başladı."
(Vesail-üş
Şia, Kitap-ül Hac)
SÖZ TAŞIMANIN ANLAMI VE
ÇEŞİTLERİ
Alimlerimiz söz taşımayı şöyle
açıklamışlardır: Arapça'da "nemime" diye tabir edilen söz
taşıma, birinin söylediği kötü sözü alıp hakkında söylenen
kimseye taşıması ve bu sırrı una söylemesine denir. Eğer sözü
söyleyen kimse bunun ona söylenmesine razı olmazsa ki
genellikle böyledir, o zaman gıybet günahı da buna eklenmiş
olur. Öte yandan söz taşımanın doğurduğu sonuçlar ne kadar
kötü ve ağır olursa, onun cezası da o kadar ağırlaşır.
O adamın sırrını hakkında
söylenene değil, bir başkasına da açarsa bu da söz taşıma
kapsamına girer ve günahtır. Hatta o adamın sırrı bir kusur ve
ayıp olmaz, ama onun başkasına söylenmesine razı olmazsa,
bunun da başkasına söylenmesi günahtır. Mesela bir adamın bir
şeyini mesela altınını bir yerde sakladığını görürse, onu
başkalarına söylemesi haramdır.
Yine söz taşımak, başkalarının
sırrını açmak, ister sözle, ister işaretle, ister herhangi bir
hareketle olursa olsun, hepsi aynıdır.ve haramdır. Önemli olan
o adamın sırrını açmamaktır.
Elbette eğer bir yerde
Müslüman'ın hakkı zay ediliyorsa
veya günahsız bir kişi suçlanıyorsa, haksız yere mahkum
ediliyorsa ve ondan şahit yapması isteniyorsa, orada o sırrı
açabilir ve doğruyu söyleyebilir.
SÖZ TAŞIYAN KİMSENİN
KARŞISINDAKİ VAZİFEMİZ
Eğer birisi bize birisinin
hakkında bir şey nakleder ve "Filan adam, filan şeyi senin
hakkında söyledi." derse onun karşısında altı vazifemiz vardır.
1- Onun sözüne inanmamak; zira
bu işi yapan adam faasıktır ve
Allah-u Teala buyuruyor ki "Faasık
birisi size haber getirdiğinde, araştırmadan hemen kabul
etmeyin."
(Hucurat
suresi, 6)
2- Söz taşıyan kimseyi nasihat
edip yaptığı bu kötü işten sakındırmak; zira
emr-i bil-maruf ve
nehy-i anil-münker
farzdır.
3- Onu tövbe etmediği müddetçe
bu yaptığı kötü işten dolayı sevmemek; zira Allah söz
taşıyanı sevmez ve Allah'ın sevmediği kişiyi sevmek caiz
değildir.
4- Onun söylediği bu sözden
dolayı hemen, kendisinden bu söz nakledilen kimse hakkında
kötü düşünmemek. Zira Allah-u Teala buyurur ki: "Ey imam
edenler, çoğu zanlardan kaçının; zira zanların bir kısmı
günahtır.."
(Hucurat suresi, 12)
5- O adamın getirdiği bu söz
üzerine hemen araştırmaya koyulup, acaba doğru mu, yanlış mı
diye tecessüs etmeye koyulmamak ve onu hiç duymamış gibi farz
etmek; zira Allah-u Teala şöyle buyuruyor: "Birbirlerinizin
gizli şeylerini araştırmayın."
(Hucurat suresi,
12)
6- O adamın getirdiği sözleri
başkasına açıklamamak; zira bunu yaparsak biz de onun durumuna
düşmüş oluruz ve söz taşıyan, gıybet eden sayılırız.
Bu arada ibret verici bir olayı
da sizlere aktarmakta fayda görüyoruz. Bir gün bir köleyi
satmak isteyen birisi, almak isteyen müşteriye bunun hiçbir
kusuru yoktur, sadece söz taşımacılığı dışında. Müşteri
sakıncası yoktur deyip köleyi alıp eve gider. Bir gün köle
efendisinin hanımına der ki "Efendi seni sevmediği için bir
cariye almak istiyor." O yattığı sırada eğer hançeri alıp da
boğazının altından birkaç kıl kesip bana verirsen, ben de o
kıllarla cadı yapıp onu sana aşık ederim. Öte yandan da gidip
efendisine der ki; "Karın bir başkasına aşık olmuş ve seni
öldürmek istiyor. Sen kendini yalan yere uyuyor olarak
gösterip onun ne yapmak istediğini seyret." Zavallı adam da
ona inanarak öyle yapar. Bir de bakar ki kadın gece vakti
elinde bir hançer ona yaklaşıyor; onun sakalından tutacağı
sırada adam yerinden fırlayıp zavallı kadını hançerle öldürür.
Öte yandan kadının akrabaları da gelip adamı öldürür. Derken
onun da akrabaları gelip öç almaya kalkışırlar ve arada nice
günahsız kanların dökülmesine vesile olur. Allah-u Teala
fitne ve fitnecilerden ve bütün günahlardan hepimizi korusun.
Şunu da hatırlatmak gerekir ki
bu işin en kötü türlerinden birisi, zalim yöneticiler lehine
casusluk yapıp mazlum ve günahsız insanları zalimlere tanıtmak
ve onların mahkum edilmesini ve hapislere, işkencelere maruz
kalmasını sağlamaktır.
Bu konuda bir hadis Resul-i
Ekrem (s.a.a)'den vererek konuya son vermek istiyoruz; şöyle
buyurmaktadır: "Müslüman
kardeşi hakkında bir zalim sultana ispiyonluk eden kimsenin,
Allah bütün amellerini boşa çıkarır. Eğer bu casusluk ve
ispiyonluk yüzünden o Müslüman kötülük veya eziyette maruz
kalırsa, Allah onu cehennemde Firavun'un
veziri olan Haman'ın yanında yer
verir."
(Kenz-ül
Ummal, hadis: 7545) |