|
Menüye git
1-
Kur’an-ı Kerim Ayetleri hangi Tertibe Göre Nazil Oldu?
Kur’an-ı Kerim sure ve
ayetleri toplu olarak bir arada nâzil olmadı. Bu konu,
Kur’an-ı Kerim’in Peygamber-i Ekrem (s.a.a) in 23 yıllık davet
süresinde tedrici olarak nâzil olduğunu gösteren kesin
tarihlere ilaveten, ayetlerin kendisinden de anlaşılmaktadır.
Alla-u Teâlâ şöyle buyuruyor:
“Ve Kur’an’ı (sure
ve ayetlerini) birbirinden ayırdık ki onu insanlara dura-dura,
yavaş-yavaş okuyasın ve onu azar azar indirdik.”
Kur’an-ı Kerim’de nâsih
ve mensuh vardır. Yine bir yerde toplanması imkansız olan
hâdise ve kıssalarla ilgili ayetler vardır. Bu olaylarla
ilgili ayetlerin bir arada nâzil olması düşünülemez.
Yine Kur’an’daki ayet ve
sureler, şu andaki Mushaf-ı Şerif’lerde bulunduğu tertip üzere
nâzil olmamışlardır. Yani önce Fâtiha Suresi, sonra Bakara,
Al-i İmrân, Nisa, Mâide... sureleri sırayla nâzil olmadı.
Ayetler de zabt edildiği şu andaki sırayla nâzil
olmamışlardır.
Çünkü bu konuda, kesin
tarihi delillere ilaveten mefhumları Alak ve Nun surelerinde
olduğu gibi Bi’set’in ilk yıllarıyla uygunluk arz eden
ayetlerin Kuran-ı Kerimin son taraflarında yer alması veya
Bakara, Al-i İmrân, Nisâ, Enfâl ve Tevbe surelerinde olduğu
gibi mefhumları Resul-ü Ekrem (s.a.a) in son zamanlarına uygun
düşen surelerin Kur’an-ı Kerim’in baş taraflarında yer alması
Kur’an-ı Kerim’in ayetlerinin Mushaf’taki tertiple nazil
olmadığının delilidir.
Kur’an’daki bu sure ve
ayetlerin mefhumları, nüzul yönünden Peygamber-i Ekrem (s.a.a)
in zamanında ortaya çıkan hadisler ve muhtelif ihtiyaçlarla
tam irtibat halindedir
Meselâ, putperestlerle
mücadele ve müşrikleri davet etmek gibi konuları ihtiva eden
sure ve ayetler, Peygamber (s.a.a) in Mekke’de bulunup
putperestleri davetle meşgul olduğu Hicret’ten önceki dönemle
uygunluk arz ediyor. Kıtâl ve ahkamla ilgili ayetler,
Hicret’ten ve Medine (Yesrib) de İslâmi Camianın oluşmasından,
İslâmi Camianın oluşmasından, İslâm’ın gün geçtikçe
ilerlemesinden sonra meydana gelen hadise ve ihtiyaçların
ardından nâzil olmuştur.
|