Menüye git
B)-
Kur’an-ı Kerim’in, Öğrenilmesini İstediği İlimler
Kur’an-ı Kerim, bir çok
ayette -ayetlerin çokluğu dolayısıyla buraya almıyoruz-
gökyüzündeki ayetler, parlayan yıldızlar, onlarda meydana
gelen ilginç değişiklikler ve onları egemenliği altında tutan
sağlam kanunlar üzerinde düşünülmesini istiyor.
Bitkilerin hayret verici
yaratılışı ve onların hayatlarına hükmeden sistem, değişik
hayvanların yaratılışı ve kendi çevrelerinde meydana gelen
değişiklik ve eserler üzerinde tefekküre teşvik ediyor.
İnsanın kendi
yaratılışında, vücut yapısında ve daha önemlisi ruhunda yatan
sır ve muammalar hakkında düşünmeyi, yeryüzünün çeşitli
bölgelerine geziler düzenleyerek durumlarını araştırmayı,
onların tarih ve kıssalarını öğrenmeyi, bunlar üzerinde
tefekkür etmeyi ısrarla belirtmiştir.
Bu şekilde, Kur’an; tabii
ilimleri, matematik, felsefe ve edebiyatın, insan düşüncesinin
ulaşabildiği ve öğrenilmesi beşer dünyasının yararına,
insanların saadetine yol açan bütün ilimlerin öğrenilmesini
teşvik etmektedir.
Evet, Kur’an’ı Kerim, bu
ilimlerin öğrenilmesini teşvik etmekte, ama bunları, hak ve
hakikate yönelmeleri, Allah’ı tanımayı hakiki dünya görüşünün
ilk sırasında karar vermeleri şartıyla. Yoksa insanı boş yere
meşgul eden, hak ve hakikati tanımasını önleyen ilimler,
Kur’an dilinde cehaletle aynı ayarda tutulmuştur. Allah-u
Teâlâ şöyle buyuruyor:
“Onlar dünya
hayatının zahirinden bir azcık bilirler. Onlar ahiretten
habersizdirler.”
Acaba kendi hava ve
hevesini kendine ilah yapan kimseyi gördün mü? Ve Allah onu
bilerek saptırmıştır; kulak ve kalbine mühür vurmuş ve gözüne
perde çekmiştir; onu Allah’tan başka kim hidayet edebilir.”
Çeşitli ilimlerin
öğrenilmesini teşvik eden Kur’an-ı Kerim, kendisi de ilahi
maarif, genel İslâmi ahlak ve İslâm fıkhi gibi bazı ilimlerin
temel prensiplerini öğretmiştir.
|