6- İMANIN VASFI
İmanın manası, ikrar etmek ve bu ikrarla Allah'ın karşısında
huzu etmek, O'nun katına yaklaşmak, tevhid ve Allah'ı
tanımaktan başlayarak itaat edilmesi gereken bütün farzları,
sonuna kadar sırasıyla küçük veya büyük olsun hepsini yerine
getirmektir. Bunların hepsi birbirleriyle bir arada ve
birbirine bağlıdırlar. Vasfettiğimiz şekilde bildiği ve
öğrendiği farzları eda eden kimse mü’min sayılır, imanlı
olma sıfatını hakkeder ve sevaba da layık olur. Çünkü imanın
bütün manası ikrardır; ikrarın manası da itaatle tasdik
etmek ve boyun eğmektir. Böylece küçük ve büyük itaatlerin
birbirleriyle birlikte olmalarının manası açıklanmış oldu.
Mü’min bir kimse, iman sıfatını gerektiren şeyleri, yani
büyük farzları eda edip büyük günahları işlemeyi terkedip
onlardan uzaklaştığı sürece iman sıfatından çıkmaz. Küçük
farzları terketmek ve küçük günahlara duçar olmakla büyük
farzları terketmedikçe ve büyük günahları işlemedikçe
imandan çıkmaz. İnsan büyük günahlar işlemediği müddetçe
mü’mindir. Çünkü Allah-u Teâla buyurmuştur ki:
"Nehyedildiğiniz büyük günahlardan kaçınırsanız, sizin diğer
suçlarınızı da örteriz ve sizi onurlu ve üstün bir makama
ulaştırırız"[1]
Yani küçük günahlar affedilir. Ama insan büyük günahları
işlerse (o zaman) küçük ve büyük bütün günahlarıyla sorguya
çe-kilip cezalandırılır ve azap görür. İşte bunlar imanın ve
sevaba layık olan mü’minin özellikleridir.