KEVSER YAYINCILIK

  Ana Sayfa / Çocuklar Îçin                                                                                         Çocuklar Îçin

Bugün :  

  Sık Kullanılanlara Ekle                                                                                                                                                                                                                                                                           Başlangıç Sayfası Yapın
Ana Menü
 Ana Sayfa
 Kitap Listesi
 Kıble Dergisi
 Makaleler
 Kadın ve Aile
 Cocuklar Îçin
 Soru ve Cevap
 Kur`an
 Hadisler
 Dualar
 Şiirler
 Yazarlar
 Programlar
 Linkler
 İletişim için

Ehl-i Beyt TAKVIMI

 

FIKRALAR

 

ÇÖMLEK HESABI

Ramazan günlerini hesaplamak için bir çömleğin içine her gün bir taş atar, Hoca. Bir avuç taş doldurur çömleğin içine Hoca'nın yaramaz oğlu, muziplik olsun diye.

Bir zaman sonra arkadaşları: "Bugün Ramazan'ın kaçı acaba? diye sorarlar Hoca'ya. Hoca'da: "Şimdi eve gider öğrenirim. Biraz sabredin." der ve evinin yolunu tutar.

Çömleği boşaltır; bir sayar, iki sayar... Taşların yüz yirmi beş tane olduğunu görür. Şaşkın bir halde döner arkadaşlarının yanına Hoca. "Arkadaşlar, bugün, Ramazan'ın kırk beşi" der.

Hoca'nın bu cevabına gülüşürler arkadaşları. Aralarından biri: 

"Aman Hocam, bir ay otuz gündür. Hiç Ramazan'ın kırk beşi olur mu?" diye itiraz eder. 

Hoca, biraz şaşkınlık biraz da kızgın bir ifadeyle: "Ben yine insaflı davrandım. Benim çömlek hesabına bakacak olursak; bugün Ramazan'ın yüz yirmi beşi!"der.

 

PARAYA VEREN DÜDÜĞÜ ÇALAR

Bir gün Nasrettin Hoca pazara giderken çocuklar etrafını almışlar. Hepsi birer düdük ısmarlamış, ama para veren olmamış.

Hoca çocukların tümüne olumlu cevap vermiş:

- Peki, olur...

Çocuklardan yalnız biri, elinde para olduğu halde, Hoca'ya şunları söylemiş:

- Şu parayla bana bir düdük getirir misin ?

Hoca akşama doğru pazardan dönmüş. Yolunu bekleyen çocuklar hemen

Hoca'nın etrafını sararak düdüklerini istemişler.

Nasrettin Hoca, cebinden bir düdük çıkarıp kendisine para veren çocuğa uzatmış.

Ötekileri bağırmaya başlamışlar:

- Ya bizim düdükler nerede ?

Hoca'nın cevabı kısa ve anlamlı olmuş:

- Parayı veren düdüğü çalar.

 

EŞEK BİLİYOR

Bir gün Nasrettin Hoca eşeğine binmiş, yola çıkmış, Eşeğe haydi deh der onu hızlandırır. Eşek güçlü ve inatçıdır. Hızla koşmaya başlar. Hoca eşeğin üzerinde, ama eşeğe hakim olamıyor. Bu durumu gören bir dostu hocaya, "Hocam nereye böyle?" der. Hoca hızla giden eşeğin üzerinden çaresizlik işareti yaparak "Eşek biliyor. Eşek biliyor" der.

 

KAVUK

 

Bir gün bir adam, elinde mektup

Der ki, Hoca'yı tutup :

"Hocam, zahmet ya sana,

Şu mektubu bana bir okusana."

Mektup baştan sona kadar Arapça

Şöyle bir iki evirir çevirir:

Sökemez; çaresiz, geri verir.

Der ki: "Başkasına okut bunu sen."

Adam şaşırır : "Niçin ?"

"Türkçe değil bu mektup okuyamam."

Yine anlayamaz adam.

Hocanın okuması yok zanneder:

"Ayıp Hoca, ayıp!"der.

"Benden utanmıyorsan şundan utan!

Şu başındaki koca kavuğundan."

Hoca kavuğu çıkartıp uzatır.

Sonra: "-Mademki"der, "iş kavuktadır;

Haydi giy de şunu,

Kendin oku bakalım mektubunu."

 

 

TEZ

Temel cinayetten yargılanıyor ama suçsuzum" diyor başka birşey demiyormuş...

Hakim:

- Ama bu cinayeti işlerken seni gören bir şahit var, ya ona ne diyeceksin? demiş.

Temel sinirlenmiş:

- Görmeyen de bir sürü insan var, onlara ne diyeceksiniz?

 

DERT ETMEZ

Temel bir köşkte ahçı olarak çalışmaktadır. Evin sahibi Temel'e çıkışarak:

- Ben seni bu sabah kovmadım mı? diye sormuş.

Temel:

- Biliyorum... Kovmuştunuz...

- Peki mutfakta ne arıyorsun?

- Sizi affettiğim için yeniden işe başladım...

 

NAFAKA

Temel ile Fadime'nin boşanma davası görülüyordu.

Hakim :

- Karın Fadimeye'ye ayda 30 milyon nafaka bağladım.

Temel :

- Hay Allah razı olsun hacim bey... Fadime ara sıra bana da verir.

 

PERHİZ

Oflu Hasan lokontaya gider, üstü biberli bir kuru fasülye sipariş verir. Arkadaşları hep bir ağızdan bağırırlar.

- Ola, doktor sağa acılı yeme demedu mu ?

Oflu Hasan bir taraftan acılı fasülyeye kaşık sallarken:

- Havularun düşündüğü şeye bak. Toktor penu nasi görecek?

 

İLK HATA

Temel'e çalıştığı yerde ilk ay maaşını fazla vermişler. İkinci ay ise eksik. Hemen gitmiş hata var demiş.

Haklısın ama sana ilk ay fazla verdiğimizde neden itiraz etmedin?

Temel cevap vermiş:

- O ilk hataydı onu affettum.

TAKVİM

Temel Cemal'e bugün ayun kaçi diye sormuş.

Cemal: Okuduğun kazeteye bak demiş.

- Pakayurum ama pu tünkü gazete....

TEMEL ASKERDE

Komutan Sorar:

Söyle bakalım Temel. Cephanelik önünde nöbet tutuyorsun, birden cephanelik infilak etti, ne yaparsın ?

- Herkesin duyması için havaya pi el ateş ederum....

Hazırlayan:

Mustafa ÖZTÜRK-Türk ve Türk Kültürü Öğretmeni

 

KÖTÜ HABER

Spiker haber veriyordu:

- Sayın seyirciler.... Şu anda aldığımız bir habere göre, Karadeniz'de 3 kişilik bir eğitim uçağı mezarlığa düştü. Olay yerinde Temel Bey'in başkanlığında girişilen kurtarma çalışmalarında 3 ceset çıkarıldı.

Başkan Temel Bey'in ise olay hakkında ilk açıklamaları şöyle:

- Ölü sayısının artmasından endişe edeyuruz.

 

AYAKKABI

Temel, oğluna yeni ayakkabı almış ama, oğlu giymemiş.

Meraklanan Temel oğluna sormuş,

- Ayakkabını niye giymeyusun da...?

- Beş altı gün giymeyeceğum.

- O niye dur?

- Saticu ne dedu. 5-6 gün sıkar demedu mu?

 

PLAKA

 

Dursun koştura koştura kahvehaneye girer ve büyük bir telaş içinde Temel'e bağırır:

- Ula Temel, koş!

Senin arabanu çalayular! Yetiş!

Temel hemen yerinden fırlar ve arabasını kurtarmaya gider.

Aradan üç beş dakika geçmeden de kahveye geri gelir.

Gayet rahattır ve telaşlı değildir. Kahvede oturanlar sakin sakin sorarlar.

- Ne oldi Temel? Kurtardun mi? Arabanu.

Temel:

- Yok yahu, yakalayamadum. Kaçtular. Ama merak etmeyin, plakayı aldum.

 

GECELİGUMU ALDUM

Temel, Cemal'e misafirliğe gitmiştir. Gece sağanak halde yağmur başlayınca Cemal konukseverlik göstermiştir.

-Ula Temel, çok yağmur yagıyor, eve çitme purada kal.

Temel kabul eder, ama biraz sonra ortadan kaybolur.

Aradan epeyce zaman geçtikten sonra, kapı çalar, bakarlar kapıda sırılsıklam bir biçimde Temel....

Cemal çıkışır.

-Ula neredesun, merak ettuk senu?

- Eve kadar gittum, geceleğumu aldum da....

 

TERMOS

Temel karısına yeni aldığı termosu anlatıyordu:

- Bu nesne gerçekten de olağanüstü. Yazın ayranı sekiz saat süreyle buz gibi soğuk muhafaza ediyor. Kışın da çayı sekiz saat süreyle kaynar halde tutuyor.

- Pekala, dedi karısı:

- Bunun neresi olağanüstü?

- Bu termos ne zaman kış, ne zaman yaz olduğunu nereden biliyor?

PU İŞTE YOKUM

Temel gazetedeki "Yeni kurulan şirkete 30 yaşını aşmamış askerliğini yapmış, İngilizce bilen muhasebeci aranıyor" ilanını okuyunca hemen başvurusunu yapmış.

Şirket yöneticileri sormuş:

- Kaç yaşındasın?

- Otuzbeş

- Askerliğini yaptın mı ?

- Bakayayum.

- İngilizce bilir misiniz ?

- Pilmişluğum yoktur.

- Muhasebeden anlarmısın ?

- Annamam.

- Peki neden geldin ?

- Ha pilesunuz, pen bu işte yokum diye haber vereyum dedum....

 

İŞLER GERİ KALMASIN

Ağaçlandırma kampanyasının sürüp gittiği günlerde Temel ve arkadaşları kampanyaya destek vermeye karar vermişler. Yine bir gün Temel ve arkadaşları çukur açıyorlarmış.

Bir grup da çukurları kapatıyormuş. Neden böyle yaptıklarını soranlara Temel cevap vermiş.

- Bir grup daha varidu, onlar da fidanları dikiyordu. Bugün çelmedular. Piz de pizum iş ceri galmasun diye haburda çalışıyoruz.

 

ORMAN MANZARASI

Temel ile Dursun ormanda yürüyorlar. Bir ara Temel Dursun'a seslenir.

- Ula Dursun ormanın güzelluğuna pak.

Dursun:

- Ula ağaçlardan pirşey cöremeyurum ki.

 

 

 

 

Go to top of page  Ana Sayfa | Kitap Listesi | Kıble Dergisi | Makaleler | Kadin ve Aile | Cocuklar Îçin | Soru Ve Cevap | Yazarlarımız | Îletişim için |

  Kur`an | Hadisler | Dualar | Şiirler | Ses ve Video | Programlar | Linkler  |  

Copyright© 2000 Kevser Yayinlari Internet Hizmetleri. Tüm Haklari Saklidir Ayrintili bilgi almak için veya bize her konuda yazmak için, paragonxx@yahoo.de 'e mesaj yollayiniz. WWW.KEVSERNET.COM